BAB-I ALİ'NİN EN CİMRİSİ(HALİL LÜTFÜ DÖRDÜNCÜ)

                                                            

                                BAB-I ALİ'NİN EN CİMRİSİ(HALİL LÜTFÜ DÖRDÜNCÜ)
    Gazeteci Gürbüz Azak anlatıyor:
    Türkiye'de cimrilerin şahı İstanbul'da ve Bab-ı Ali'den yetişmiştir.Kime sorarsanız söylerler:"Halil Lütfü Dördüncü..."
   Tabelacıya az para vermek için adını şöyle yazdırmıştı:
   "Halil Lütfü 4."
   Değişik semtlerde apartman ve işhanları olan,bankalarda çok kabarık hesabı bulunan Halil Lütfü Bey'in masasının yanında iki tane boş gaz tenekesi dururdu.Matbaaında,ömrü biten elektrik ampüllerini kırar;camları bir tenekede,diplerini(yani sanları)öbür tenekede biriktirirdi.Yıl sonunda camları camcıya,sanları da dökümcüye satardı.
   Bu kadar da değil...
   Gazeteden her gece en son kendisi çıkar,çıkarken de matbaadaki iki duvar saatini durdururdu.Böylece saatlerin yıpranmasını azaltıp ömrünü uzatacağını sanıyordu.
   Bu kadar da değil...
   Yürürken adımlarını koca koca atar,adeta zöm zöm yürürdü.Yine böylece ayakkabılarının eskimesi için atılması gereken yirmi bin adımla daha çok mesafe almış,herkesin kırk adımda varacağı yere otuz iki adımda ulaşmış oluyordu ki,sekiz adımlık karı vardı...