GERÇEK VE SIRADIŞI BİLGİLER,İLGİNÇ HİKAYELER VE ÖZGÜN YORUMLARLA SİTEMİZ HİZMETİNİZDEDİR...

16 Nisan 2013 Salı

HAYVANA EZİYET

   Size Venedikli bir kuyumcunun başına geleni anlatayım.Venedikli bir kuyumcu vardı,kuş tutmaktan hoşlanırdı.Tuttuğu kuşlar arasında da "Guguk" kuşu büyüklüğünde gagası küçük,ağzı bir yumruk sığacak kadar çok geniş acayip bir kuş vardı.Kuyumcu kuşun kanatlarını gerip evin kapısına astı.Ağzını da bir çöple germişti.Sokaktan gelip geçen Türkler durdular,kuşa baktılar.Kuşun kımıldadığını,canlı olduğunu görünce haline acıdılar.Zavallı bir kuşa böyle işkence yapmanın müthiş bir cinayet olduğunu söylediler.Kuyumcuyu evinden dışarı çıkardılar,ensesinden tutup hakimin huzuruna çıkardılar.Hakim ağır bir ceza vereceği sırada,Venedikli azınlığın adli işlerine bakan bir memur olan Venedik balyozu geldi,suçlunun kendisine teslimini istedi.Zor bela kuyumcu bu suretle kurtarılabildi.
   İhtimal siz şimdi şöyle diyeceksiniz."Acayip,Türkler bu kadar Fisagor taraftarımıdır ki,nazarlarında her hayvan mukaddes olsun ve hiç hayvan eti yemesinler?"
   Hayır,bilakis önlerine konacak,domuz eti müstesna,kızarmış yahut haşlanmış etlerden hiçbirini reddetmezler.Afiyetle yerler.Fakat hiç kimsenin hayvanlara işkence etmesine ve onun çektiği azaptan zevk almasına tahammül edemezler.Nağmeleri cıvıltılarıyla bütün kırları dolduran küçük kuşları öldürmeyi Türkler hoş karşılamazlar.Hatta bazıları bu kuşları tutup kafese koymayı bile doğru bulmazlar.Hürriyetlerine müdahaleyi büyük bir mesele sayarlar.(Kanuni Devri'nden Bir Hatıra)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder